KOAH
( Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı )

KOAH Nedir ?

KOAH, akciğerlerdeki bronşların daralmasına bağlı olarak soluk alıp verme sırasında hava akımının kısıtlanması ile nitelenen tam olarak geri dönüşümlü olmayan, buna karşılık önlenebilir ve tedavi edilebilir bir akciğer hastalığıdır.

Kronik kelimesi uzun süredir devam eden, obstrüktif kelimesi tıkayıcı anlamına gelmektedir. Dolayısıyla KOAH ( kronik obstrüktif akciğer hastalığı ) uzun süredir bronşlarda tıkanmaya neden olan akciğer hastalığıdır. Bu hastalığın en kötü yanı, bronşlarda oluşan tıkanmanın bir daha düzelmemesi ve tedavi olunmaz ise hastalığın sinsice ilerlemesidir. KOAH’a yakalanan hastalar, öksürük ve balgamdan kısa mesafeli yürüyüşde bile oluşan nefes darlığına kadar değişik semptomlara sahiptirler.

Kronik bronşit ve amfizeme bağlı olarak gelişen KOAH'ın en önemli nedeni sigara, pipo, puro, nargile gibi tütün ürünlerinin bağımlılığıdır. tütün ürünlerinin dumanı ile nefes borularına ve hava keseciklerine zararlı gazlar ve maddeler dolar. Yıllar geçtikce bu zararlı gazlar ve maddeler bronşların ve hava keseciklerinin yapısını bozmaya başlar. Bunun sonucunda bronşların hastalanmasıyla kronik bronşit, hava keseciklerinin harabiyeti ve parçalanmasıyla amfizem ortaya çıkar. İşte bu iki hastalık ilerleyen zamanda tütün ürünleri bağımlılarının KOAH'a yakalanmasına yol açmaktadır.

Akciğerler bu hastalık ile erkenden yaşlanır ve bozulur. Çünkü KOAH ilerleyici bir hastalıktır. KOAH başlayan bir hastada sigarayı biraktıktan sonra bozuklukların tamamen ortadan kaybolması çok zordur. Ancak tütün ürünlerinin bırakılması ile hastalığın ilerlemesi yavaşlar. Diğer yandan tütün ürünleri bırakılmaz ise hastalık çok hızlı ilerler.

KOAH için kullanılan ilaçlar hastaların nefes darlığı şikayetlerini azaltmak için kullanılır. Bu ilaçların hastalığı tamamen ortadan kaldırmak gibi bir etkileri yoktur, KOAH'a neden olan etkenler ortadan kalkmadığı sürece hastalığın ilerleyişini yavaşlatamazlar. Bu nedenle KOAH tedavisinin temelini tütün ürünlerini bırakmak oluşturur. Bununla birlikte tozlu ve dumanlı ortamlarda çalışmamak da KOAH tedavisinde önemli bir yere sahiptir.

KOAH
( Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı )

KOAH Neden olur ?
KOAH Gelişimine Yol Açan Nedenler Nelerdir ?

KOAH Belirtileri Nelerdir ?

KOAH’ın en önemli belirtileri olan öksürük ve balgam hastalığın başlangıcından itibaren vardır. Daha sonra şiddeti artan bu şikayetlere nefes darlığı ve hışıltılı solunum da ilave olur.

Öksürük başlangıçta hafiftir, genellikle sabahları şiddetlenir ve balgam atılması ile hasta kısmen rahatlar. İlerleyen yıllarda hastalığın ilerlemesiyle ya da ataklar sırasında şiddetlenir. Balgam ataklar dışında az miktardadır ve nispeten kolay atılır. Hastalığın kronikleşmesiyle günlük miktarı ve koyuluğu artar. Hastaların bir kısmı bol balgam çıkarmaktan yakınırken bir kısmı da balgam çıkaramamaktan yakınır. Öksürük nöbetleri esnasında solunum yollarındaki kılcal damarlarda yırtılmalar olabilir ve balgam üzerinde çizgi şeklinde kan görülebilir.

KOAH’ın başlangıcında hareket etmeyle gelen nefes darlığı vardır, hastalık ilerledikçe istirahatte de nefes darlığı görülmeye başlar. KOAH’lı hastalarda görülen nefes darlığından solunum yollarındaki daralma, aşırı havalanma nedeniyle solunum pompasının etkinliğini kaybetmesi, akciğerde damarsal yatağın azalması ve psikolojik faktörler sorumludur.

KOAH’ta bazen ataklar sırasında hışıltılı solunum sesleri duyulabilir. Hastalık ilerleyip oksijen azlığı da geliştiğinde eller, ayaklar ve yüzde morarmalar da görülebilmektedir. Kronik oksijen eksikliği ve tekrarlayan ataklar kalp yetersizliği gelişimine neden olabilir.

KOAH hastalarında bunlarla birlikte bazı fiziki belirtiler de görülebilmektedir. Birinci saniyede dışarı verilen hava miktarı (FEV1) beklenen değerin % 50’sinden fazla olan KOAH’lı hastalarda hiçbir anormal bulguya rastlanamayabilir. Yerleşmiş KOAH’ı olan hastalarda ise hastalığın derecesine göre fizik muayene bulguları saptanabilir.

Hastalar genellikle geniş, fıçı göğüse sahiptir, göğüs ön-arka çapı artmıştır. Boyunda yardımcı solunum kaslarının belirgin hale gelmiş olması ve nefes alırken bu kasların solunuma katılmaları izlenebilir.

KOAH’lı hastalarda dinleme bulguları değişkendir. Genellikle solunum sesleri azalmış olarak duyulur ve kalp sesleri derinden ve hafif şekilde duyulabilir. Hastalarda solunumun nefes verme safhası uzamıştır. Genellikle ataklar sırasında, nefes verme döneminde daha belirgin olan, ancak solunumun hem nefes alma hem de nefes verme dönemlerinde işitilebilen, ronküs denilen anormal sesler duyulabilir. Hafif vakalarda sadece yalnız derin soluk verme esnasında işitilirler.

Hastalarda el, ayak ve yüzde morarmalar görülebilir. Bu hastalığın şiddetli olduğunu gösterebilir. Ayrıca uzun süreli olgularda parmak uçlarında çomaklaşmalar izlenebilir.

KOAH Evreleri Nelerdir ?

KOAH, yaşanan nefes darlığının şiddetine göre hafif, orta, ağır ve çok ağır olmak üzere dört evrede incelenir:

KOAH Tanısı Nasıl Konur ?

Risk faktörlerine maruziyet öyküsü olan kişilerde ve öksürük, balgam, eforla nefes darlığı olan hastalarda KOAH tanısı düşünülmelidir. Fakat tanı, solunum fonksiyon testleriyle doğrulanmalıdır. Bu testler, sadece tanıda değil, hastalığın şiddetinin belirlenmesi ve hastalığın seyrinin takibinde de kullanılmaktadır.

Solunum fonksiyon testleri, sağlık kuruluşlarında bulunan ve birinci saniyedeki zorlu ekspiratuvar volüm ( FEV ) ve zorlu vital kapasite ( FVC )’yi ölçen spirometriyle kolayca yapılır. Tedavi planını hazırlamadan önce, spirometrik anormalliğin boyutları, semptomların şiddeti ve diğer akciğer hastalıklarının ( astım, tüberküloz vb ) varlığına göre KOAH’nin şiddeti (hafif, orta, ağır, çok ağır) belirlenmelidir.

Solunum fonksiyon testleri hastalığın tanısında, şiddetinin belirlenmesinde ve seyrinin izlenmesinde kullanılır. KOAH’ın kesin bulgusu, büyük oranda geri dönüşümsüz olan hava akımı azalması solunum yolları daralmasına ait bulgulardır.

Hastalarda FEV1’de daima azalma mevcuttur, hastalık ilerledikçe FEV1’deki bu azalma giderek artar. KOAH’ın şiddetini ve seyrini göstermedeki en yararlı test FEV1 ölçümüdür. Solunum ile alınan Salbutamol veya Terbutalin’in solunum fonksiyon testi üzerine etkisi genellikle en az düzeydedir. Bu ilaçların verilmesinden sonra oluşan FEV1’deki artış %15’in altındadır ya da 200 ml’nin altındadır.

Raddyolojik bulgular da KOAH tanısının konulmasında önemli bir yer tutar. Hafif KOAH’ta akciğer grafisi genellikle normaldir. Hastalık ilerledikçe akciğer hacminde artış, havalanma artışı ve kalp gölgesinde incelme izlenir. Amfizemin ön planda olduğu durumlarda akciğer çevre alandaki damar görünümlerinde belirgin azalma gözlenir. Kalp yetmezliği geliştiğinde merkezi bölgede damarsal yapılar belirginleşir ve kalp büyüyebilir.

KOAH Nasıl Tedavi Edilir ?

Etkili bir tedavi programında dört basamak vardır :

Stabil KOAH tedavisi, semptomlar için bronkodilatörlerin kullanımını ve yılda bir ( ya da iki ) kez grip aşısı yapılmasını içerir. Farmakolojik olmayan tedavi yaklaşımları ise, solunumsal rehabilitasyon programları, oksijen tedavisi ve sınırlı sayıdaki vakada uygulanan cerrahi girişimleri içermektedir.

KOAH’ta tedavinin amacı, hastada şikayetlerinde rahatlama sağlamak ve yaşam kalitesini yükseltmek, solunum sıkıntısı ataklarını engellemek, hastalığın ilerlemesini yavaşlatmak, olası komplikasyonları önlemek ve tedavi etmektir.

Tütün ürünleri kullanımının bırakılması, KOAH gelişme riskini azaltan ve hastalığın ilerlemesini durduran en etkili girişimdir. Bu nedenle KOAH tedavisinin birinci kuralı tütün ürünleri kullanımının kesin olarak bırakılmasıdır. Ayrıca solunum yollarını açıcı ilaçlar ile tedavi devam ettirilir, gerektiğinde oksijen verilmelidir, kalp yetersizliği gelişmiş olan hastalarda buna yönelik tedavi de verilmelidir.

KOAH tedavisinde solunum ile alınan ilaçlar ilk etapta tercih edilir, bunları kullanamayan hastalarda diğer ilaç formları (tablet, flakon gibi) verilmektedir. İleri derecede hastalığı bulunanlar ve ataklar sırasında uygulanan tedaviye rağmen rahatlamayan hastalar hastaneye yatırılarak hastane koşullarında tedavilerine devam edilmelidir. Hastalığın tedavisi mutlaka yapılan tetkikler neticesinde hastalığın derecesine göre planlanmalı ve verilecek ilaçlar düzenli kontroller yapılarak hekim tarafından ayarlanmalıdır.

KOAH Tamamen Tedavi Edilebilir mi ?

KOAH, önlenebilir, kontrol edilebilir bir hastalıktır ama tamamen ortadan kaldırmak mümkün değildir. KOAH'ın en önemli sebebi sigaradır. Sigaranın içinde insan sağlığına zararlı yüzlerce madde bulunur. Bu maddelerin akciğerlere verdiği zarar geri dönüşümsüzdür.

Sigaranın etkisiyle bronşlarda iltihap meydana gelir ve kronik bronşit oluşur. Bunun yanında akciğerlerdeki, nefes almamızı sağlayan alveol dediğimiz keseciklerin duvarları sigaranın etkisiyle parçalanır. Böylece amfizem ortaya çıkar. KOAH dediğimiz hastalık hem amfizem hem kronik bronşitin birlikte olduğu bir durumdur. Bazı KOAH hastalarında amfizem bazılarında ise kronik bronşit ön plandadır, ama mutlaka ikisi bir arada bulunur.

KOAH'da uygulanan tedavi yöntemleri sigaranın verdiği bu zararı geriye çeviremez, ancak ilerlemesini önlemeye yardımcı olabilir. Hastalığın ilerlemesinin önlenmesi için yapılması gerekli temel tedavi ise sigaradan uzaklaşmaktır.

KOAH hastaları sürekli olan şikayetlerinin yanında bazen nefes darlığında, öksürük, balgam şikayetlerinde artışın meydana geldiği ataklar da geçirirler. Bu atakların en önemli sebebi infeksiyonlardır. KOAH hastası bir atak geçirdiğinde bu hayatını tehdit edebilir, eski haline gelmesi aylar sürebilir. İnfeksiyondan kaynaklanan atakları azaltmak için KOAH hastasının sonbahar döneminde grip aşısını yaptırması gereklidir.

Ayrıca nefes almamızı sağlayan kasların zayıflamaması için beslenmesine dikkat etmeli, hekimin uygun gördüğü rehabilitasyon kapsamında spor yapmalıdır.

Nefes açıcı olarak kullanılan, hastaların genellikle "fıs fıs" diye tanımladığı ilaçların KOAH hastalığının ilerlemesi üzerine etkileri sınırlıdır. Bu ilaçlar her yıl sık atak geçiren nefes darlığı ileri hastalarda daha çok işe yarar. Hastanın nefes darlığı şikayetini daha az hissetmesini sağlarlar.

Bu ilaçlardan hastalığı iyileştirmelerini, ilerlemesini tamamen durdurmasını beklememek gerekir. Bu sebeple bu ilaçların uygun hastalarda Göğüs Hastalıkları Uzmanı tarafından başlanması, işe yarayıp yaramadıklarının solunum fonksiyon testleri ve hastanın şikayetleri ile değerlendirilerek kontrol edilmesi gereklidir. Bu sebeple KOAH hastalarının bir atak durumu yoksa 3 ayda bir hekim kontrolüne gitmeleri çok önemlidir.

KOAH'a Eşlik Eden Hastalıklar Nelerdir ?

KOAH vücudumuzdaki pek çok sistemi etkileyen bir hastalıktır. Doğrudan ilişkili olsun ya da olmasın KOAH’a eşlik eden tüm hastalıklar “komorbidite” olarak kabul edilmektedir. Başlıca komorbid (eşlik eden) durumlar kas güçsüzlüğü, kaşeksi (zayıflık), kalp hastalıkları (kalp damar hastalıkları, yüksek tansiyon, ritm bozukluğu, kalp yetersizliği), akciğer kanseri, osteoporoz (kemik erimesi), depresyon ve uyku apnesidir.

Kas güçsüzlüğü sıktır. Özellikle ileri dönem KOAH’da kasların şekli, miktarı ve işlevselliğinde oluşan değişiklerle kaslar yavaş kasılan ve çabuk yorulan bir kütle haline dönüşür. Bu durum kendisini çabuk yorulma, yaşam kalitesinde ve egzersiz kapasitesinde azalma ile gösterir. Hastalar pulmoner rehabilitasyondan fayda görür. Tüm hastalara günlük egzersiz önerilmektedir.

Kaşeksi ve beslenme bozukluğu KOAH’lıların yaklaşık yarısında görülür. Kilo kaybı sadece beslenme yetersizliği ile ilgili olmayıp hastalığın ciddiyeti ve artmış ölüm riski ile de ilişkilidir. Solunum zorluğuna bağlı artmış iş yükü, KOAH’ın vücut genelinde yarattığı enerji tüketimi, hastanın iştahsız oluşu kaşeksiye katkıda bulunur. Doğru beslenme ve pulmoner rehabilitasyon faydalıdır.

KOAH’lılarda kalp hastalıkları başlıca ölüm nedenleri arasındadır. KOAH’ın her evresinde kalp hastalığı sık eşlik eder. Bu hastalıklar bir aradayken tedavilerine yönelik ilaç seçimi konusunda dikkatli olunmalıdır. Çünkü kalp hastalıklarında kullanılan bazı ilaçlar KOAH’ı olumsuz etkileyebilir.

Akciğer kanseri riski 3-4 kat artar ve en sık ölüm nedenlerindendir. KOAH’lı hastalar sigarayı bıraksalar bile akciğer kanseri riskleri devam etmektedir.

Osteoporoz KOAH’ın tüm evrelerine eşlik edebilir. İleri yaş, hareketsizlik, sigara, kötü beslenme, düşük kilo ve steroid kullanımı osteoporoz için risktir. Özellikle ileri dönem KOAH hastalarında kemik mineral dansitometrisi yapılması ve osteoporoz saptanması halinde tedaviye başlanması önerilir.

Nefes darlığı sebebiyle gelişen hareket kısıtlılığı zamanla sosyal izolasyona neden olur. Bu durum depresyon gelişimiyle sonuçlanabilir ve depresyon ile KOAH’ın bazı belirtileri karışabildiği için KOAH’lılarda psikiyatrik problem geç fark edilebilir, tedavi gecikebilir. Tedavi edilmeyen depresyon KOAH’ta hastane kalış süresini, hastane başvurularını artırabilir ve hayat kalitesini bozabilir.

KOAH ve uyku apnesi (OSAS) birlikteliği “overlap sendromu” olarak adlandırılır. Bu hastalarda kalp hastalığı riskinin daha fazla olduğu bilinir ve KOAH’ın gidişatı daha kötüdür. KOAH’lı bir hastada horlama, uykuda 10 sn üzerinde nefes durması, gündüz aşırı uyku hali, uykuda oksijen kullandığı halde sabah baş ağrısı ile uyanma gibi yakınmalar var ise uyku apnesi için tetkik edilmelidir.

KOAH’lı bir hastada eşlik eden hastalıkların teşhisi ve doğru yönetimi ile hastanın yaşam kalitesi ve hastalığın gidişatı olumlu yönde etkilenebilir. Sigaranın bırakılması ve günlük fizik aktivitede bulunulması eşlik eden hastalıkların yönetimi konusundaki zorlukları azaltacaktır.

KOAH'dan Korunmak İçin Neler Yapılabilir ?


DİĞER HASTALIKLARA BAK

KOAH - Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı
BURADA YAZANLAR BİLGİLENDİRME AMAÇLIDIR , TEŞHİS ve TEDAVİ İÇİN KULLANILAMAZ.
TEŞHİS ve TEDAVİ İÇİN UZMAN DOKTORA BAŞVURULMASI GEREKLİDİR.