Sinüzit

Sinüzit Nedir ?

Sinüzit, burun ve göz çevresinde bulunan kemiklerin içindeki sinüs adı verilen boşlukların yüzeyindeki mukoza zarının iltihaplanması sonucu ortaya çıkan hastalığa denir. Sinüzitin, akut sinüzit ( kısa süreli ) ve kronik sinüzit ( müzmin ) olmak üzere iki tipi vardır. Akut sinüzit yeni oluşan, birden ortaya çıkan sinüzit anlamına gelir. Uygun tedavi edildiğinde tamamen iyileşir. Ancak kronik sinüzit sinüslerde uzun dönemli, sürekli bir iltihap anlamına gelir ve tedavisi de zordur.

Akut sinüzitte burun tıkanıklığı, sarı, yeşil veya kanlı burun akıntısı, gözlerin etrafında ağrı, diş ağrısı ile karışabilen yanak ağrısı, yüzde basınç hissi, öne eğilmekle artan yüz veya baş ağrısı, kötü ağız kokusu belirtileri bulunabilir. Bazen de kuru öksürük, hafif ateş veya mide rahatsızlığı şikayetleri görülebilir. Kronik sinüzitte, belirtilerin süresi üç aydan uzundur. Koyu burun akıntısı, geniz akıntısı, burun tıkanıklığı, koku alamama ve özellikle geceleri artan öksürük belirtileri görülebilir.

Sinüzitin nedeni bakteriler, virüsler ya da alerji olabilir. Bakteriyel sinüzit (bakterilerin neden olduğu sinüzit), viral sinüzite (virüslerin neden olduğu sinüzite) göre kişinin kendisini daha fazla hasta hissetmesine neden olabilmektedir. Bakteriyel sinüzitte daha fazla yüz ağrısı, şişme hissedilir, ayrıca ateşi de gözlenebilir.

Yüz kemikleri içerisinde ve burunun iç yapısını oluşturan kemiklerdeki hava boşluklarına sinüs denmektedir. Sinüsler burnun her iki yanında ve 4 ayrı isimde bulunurlar. Burnun hemen yan taraflarında bulunan ve sinüslerin en büyüğü olan maksiller sinüstür. Bunun dışında burnun üst tarafında alın kemiği içinde bulunan sinüse frontal sinüs, burnun arka ve üst tarafında bulunan ve orta hatta tek olan sinüse sfenoid sinüs denir. Ayrıca burnun yan üst taraflarında bir çok küçük boşluktan ibaret bölümlere de etmoid sinüs denir.

Bütün sinüsler bir delik aracılığı ile burun içine açılırlar. Sinüslerin; havayı ısıtarak akciğerlere ulaşmasını sağlamak, nemlendirmek ve insan sesinin tınısını ayarlamak gibi görevleri vardır. Bu içi hava dolu odacıkların burunla ilişkisini sağlayan ve hava giriş çıkışına olanak tanıyan buruna açılan ağızları vardır. Uzun süren ve iyi tedavi edilmeyen nezle sonrası, alerjik nedenlere bağlı burun iç mukozasının ve burun etlerinin şişmesi, yapı olarak yatkınlık gibi bazı nedenlere bağlı olarak burun ile sinüslerin hava alışverişi kesintiye uğradığında bu hava boşluklarında mikroplar üremeye başlar ve sinüsler iltihaplanır. İşte bu duruma Sinüzit adını verilir.

Sinüzlerin fonksiyonları tam olarak aydınlatılmış değildir. Ancak sesin resonansının sağlanması, solunum havasının nemlendirilmesi ve ısıtması ile zararlı partiküllerin tutulması gibi görevleri vardır. Ayrıca baş ağırlığının azaltılması işine de yararlar. Bütün sinüsler içinini döşeyen mukozalar hergün belli oranda salgı yaparlar. Bu salgılar burun içine dökülerek oradan da boğaz ve mideye giderler.

Paranazal Sinüsler

PARANAZAL SİNÜSLER

Sinüzit Belirtileri Nelerdir ?

Akut ve kronik sinüzitin belirtileri biribirinden farklıdır. Akut sinüzitte şikayetler daha şiddetlidir. Hastayı en çok rahatsız eden şikayetlerden biri ağrıdır. Bu hangi sinüsün iltihaplandığına göre baş ağrısı, yüz ağrısı, göz çevresinde ağrı şeklinde olur. Genellikle öne doğru eğilmekle artar.

Ayrıca burun tıkanıklığı, burun akıntısı, koku duyusunda azalma, geniz akıntısı, ateş, çene ve dişlerde ağrı, ağız kokusu, burun kanaması, göz kapakları ve yüzde şişme gibi belirtiler olur. Öksürük hem akut hem de kronik sinüzitin belirtisidir. Kronik sinüzitte şikayetler daha uzun süreli olmasına rağmen daha hafiftir. Ağrı daha seyrek hatta bazen yoktur.

Hastayı en çok geniz akıntısı ve buna bağlı boğaz ağrısı ve öksürük rahatsız eder. Bunun dışında yine burun tıkanıklığı, yüzde dolgunluk hissi ve ağız kokusu olur. Kronik sinüziti olan hastalar bazen akut dönemler yaşayabilirler.

Sinüzit Tanısı Nasıl Konur ?

Sinüzitli bir hastanın muayenesinde en çok görülen bulgu, burun içinde iltihaplı akıntı, ödem, boğaza doğru akıntı ve yüzde hassasiyettir. Bu gibi bulguların görüldüğü ve sinüzitten şüphelenilen hastalara uygun tetkikler yapılır. Ancak hastanın muayenesinde çok belirgin bir bulgu olmadan da sinüzit olabileceği akılda tutulmalıdır.

Hastanın şikayetleri ve muayene bulgularına göre sinüzit düşünülse bile kesin teşhis radyolojik olarak yani çekilen filmlerle konur. Bunun için en çok çekilen film Sinüs-Waters filmi denilen ve daha çok maksiller sinüsü inceleyen röntgen filmdir. Diğer sinüsler içinde değişik açıdan çekilen röntgen filmleri vardır. Ancak bu çekilen normal filmler pratikte faydalı olmasına rağmen yanılma payları az değildir. Bu amaçla özellikle tedaviye cevap vermeyen veya ameliyat düşünülen hastalarda mutlaka bilgisayarlı tomografi çekilmelidir. Bilgisayarlı tomografi burun içi ve sinüsler hakkında bize çok faydalı bilgiler vermektedir.

Sinüzit Nasıl Geçer ?
Sinüzit Nasıl Tedavi Edilir ?

Sinüzit tedavisinde amaç bakterilerin yok edilmesi ve sinüslerin buruna açılan deliklerinin açılmasını sağlamaktır. Bu delikler açılmazsa sinüs iltihapları yok edilemez.

Bakterilerin yok edilmesi antibiyotiklerle olur. En çok sinüzite sebep olan bakteriler hesaba katılarak antibiyotik seçilir. Antibiyotik seçimi için kültür ve antibiyogram yapılması çok seyrek başvurulan bir yöntemdir. Antibiyotik tedavisi en az 10 gün hatta bazen 15-20 gün sürmelidir.

Bunun dışında sinüs deliklerinin açılması için dekonjestan amaçlı kullanılan tablet ya da spreyler, ağrı kesiciler ve sinüzite yardımcı olan alerji gibi durumlar varsa bunlara uygun ilaçlar verilir. Dekonjestan spreyler 5 günden fazla kullanılmamalıdır.

İlaçlara cevap alınmayan durumlarda sinüziti kolaylaştıran başka faktörlerin varlığı araştırılır ve uygun şekilde tedavi edilir. Ancak bazen ameliyat gerekebilir. Kronik sinüzitlerde de yine önce ilaç tedavisi uygulanabilir. Ancak sık sık alerji ya da kemik veya et gibi bir anatomik problem olduğu için ameliyatla tedavi gerekli olmaktadır.

Akut sinüzitler genellikle ilaç tedavisine yanıt verdikleri için ameliyata nadiren ihtiyaç duyulur. Ancak kronik sinüzitlerde, burunda et veya kemik eğriliği ( deviasyon ) bulunması gibi durumlarda ya da komplikasyon gelişen vakalarda sinüzit ameliyatı gerekir.

Sinüzit uygun antibiyotik ve yardımcı ilaçlarla veya gerektiğinde ameliyatla tedavi edildiğinde ciddi problemlere yol açmayan bir hastalıktır. Ancak iltihabın yayılmasına bağlı bazı komplikasyonlar gelişebilir. Bunlardan en önemlileri iltihabın göz çukuru içine yayılması ve körlüğe kadar gidebilen hastalıklar, beyin zarına veya beyin içine yayılarak abse oluşması, iltihabın sinüs içinde abseleşmesi ve kemik iltihabı sayılabilir. Bu tür durumlar oluştuğunda tedavi daha ciddi yapılmalıdır ve ilaç tedavisiyle birlikte ameliyat gerektirir.

Sinüsler Ne Zaman Meydana Gelir ?

Her erişkinde sinüsler mutlaka vardır. Ancak sinüslerin gelişimi zaman alır. Doğumda sadece maksiller ve etmoid sinüsler mevcuttur. Onlarda filmlerde bile görülemeyecek kadar küçüktürler. Maksiller sinüs 3 yaşında anlamlı büyüklüğe gelir ve ancak ergenlik döneminde erişkindeki boyutuna ulaşır.

Frontal sinüs doğumda yoktur. 6 yaşında filmlerde görülebilecek boyuta gelir. Yine ergenlik döneminde erişkin boyutuna ulaşır.

Etmoid sinüsler doğumda var olmasına rağmen giderek büyür ve 12 yaş civarında erişkindeki boyutuna ulaşır. Sfenoid sinüs doğumda yoktur. 5 yaşından itibaren gelişimi hızlanır ve ergenlik döneminde erişkin boyutuna ulaşır.

Sinüslerin büyüklüğü kişiye göre değişir. Frontal sinüsün hiç olmaması seyrek görülen bir durum değildir.

Sinüzit Nasıl Oluşur ?

Burun ve sinüsler bakteri ve virüslerin sık sık yerleşip iltihap yaptığı bölgelerdir. Bu bölgelerde her zaman iltihaba yol açacak bakteri ve virüs bulunur ancak normal çalışan bir sinüste iltihap her zaman olmaz. Eğer sinüsün normal çalışmasına engel olacak bir durum varsa kolaylıkla sinüs iltihabı (sinüzit) gelişir. Bakteri ve virüs dışında nadiren de olsa mantarlar da iltihap yaparlar. Sinüzit en çok nezle, grip gibi üst solunum yolu infeksiyonları sonrası gelişir. Bu tür infeksiyonlarda sinüslerin burun içine açılan delikleri ödem nedeniyle kapanır ve sinüs salgıları burun içine boşalamaz. Ayrıca sinüslerin havalanması da bozulur. Bu durumda sinüs içerisinde kolayca iltihap gelişir. Bunun dışında sinüs ağızlarını tıkayan alerji, burunda kemik eğriliği, et büyümesi, yabancı cisim, geniz eti gibi durumlar da sinüzit gelişmesini kolaylaştırır. Vücut direnci başka sebeplerle düşük olan kişiler daha kolay sinüzit geçirirler.

Sinüzitten Korunmak İçin Ne Yapmak Gerekir ?

Sinüzitin en büyük sebeplerinden birisi soğuk algınlığıdır. Basit bir nezle bile sinüzite yol açabilir. Saçları ıslatıp soğuk havaya çıkmak, özellikle havanın rüzgarlı olmasıyla üst solunum yollarında enfeksiyon sonucu sinüzit gelişimine yol açar. Bu konuya özellikle gençlerimizin dikkat etmesi gerekir. Havanın kirli, dumanlı olması, klimalı ortamlarda uzun süre kalmak, özellikle sıcak havalarda terledikten sonra serinlemek için vantilatörün önüne geçmek sinüzite davetiye çıkarmaktır. Çok kuru ortamda bulunmamaya özen gösterilmelidir. Gerekirse evin nemi olması gereken miktara ayarlanmalıdır. Kaloriferli evlerde bu rahatlıkla yapılabilir.

Ayrıca uzun süren burun tıkanıklığı ve iltihabı, dişlerde meydana gelen bir iltihap sinüzitin oluşmasına yol açar. Sigara kullanmak, bir çok hastalıkta olduğu gibi sinüzitte de etken rol oynamaktadır. Bunun dışında solunum yolu alerjisi olan kişilerin, alerjen maddelerden uzak durması gerekir ve bu konuda doktora başvurmasında fayda vardır.

Sinüzit En Fazla Hangi Mevsimde Görülür ?

Sinüzit tüm mevsimlerde görülse de, en fazla kış aylarında görülür. Bu nedenle kış aylarında başlayan bir soğuk algınlığından 4-5 gün sonra, ortaya koyu renkli burun akıntısı çıkarsa ya da burun akıntısı aniden durursa, başlayan bir baş ağrısı varsa sinüzit olma ihtimali yüksektir.

Sinüzit Kişinin Yaşantısını Nasıl Etkiler ?

Sinüzit yaşam kalitemizi çok etkilerr. Hastalar “başım zonkluyor, kafamı hissetmiyorum”, “işime konsantre olamıyorum”, “ağzımın tadı bozuldu, kokuları az alıyorum”, “burnum çok akıyor veya akmıyor”, “ağzımda kötü kokular var”, “öksürüyorum” şeklinde tanımlamalar yapar ve hastayı muayene etmeden bile ön tanının konulmasına yardımcı olurlar.

Sinüzit Tedavi Edilmezse Ne Olur ?

Sinüzit tedavi edilmezse istenmeyen sonuçlar (komplikasyon) doğurabilir. Bu sonuçlardan bazıları yaşamı tehdit edebilir. Sinüzitin tedavi edilmemesi durumunda ortaya çıkabilecek sonuçlar şunlardır :

Akut ataklar sırasında :

Gözküresine ait iltihap (orbital sellülit), en sık rastlanan sinüzitkomplikasyonu’dur ve çocuklarda daha çok görülür. Göz iltihabı olduğu zaman öncelikle göz hastalıkları uzmanına gidilir. Doktorunuz, çoğu zaman sorun’un KBB kaynaklı olabileceğini sezip KBB uzmanlarına gönderecektir.

KBB muayenesi ve burun endoskopisi sonunda (tomografik inceleme düşünülebilir) ve hemen ilaç tedavisine başlanır. Bazen de iltihabın burun yolu ile boşaltılması düşünülür.

Kronikleşmiş sinüzit’de :

İstenmeyen sonuçlar genellikle vücut direnci yüksek olmayan, bağışıklık sistemi sağlıklı olmayan hastalarda, çocuk yaş grubunda olan hastalarda ve 65 yaş üstü hastalarda görülür.

Sinüzit şikayeti olan bir hastada (özellikle çocuk hastada), komplikasyonların erken farkedilmesi gerekir. Bir göz iltihabı sorunu hemen fark edilebilir ama Menenjite (beyin zarı iltihabına) dikkat edilmeyebilir. Yüksek ateş, şiddetli baş ağrısı, ense sertliği, genel durum bozukluğu, davranış bozukluğu, huzursuzluk ciddi belirtilerdir.


DİĞER HASTALIKLARA BAK

Sinüzit
BURADA YAZANLAR BİLGİLENDİRME AMAÇLIDIR , TEŞHİS ve TEDAVİ İÇİN KULLANILAMAZ.
TEŞHİS ve TEDAVİ İÇİN UZMAN DOKTORA BAŞVURULMASI GEREKLİDİR.